Kendimi bildim bileli ve kendim gibi bildiğimden buyana arkaşlarımı, kimseye üstelikte hiçikimseye HAYIR dediğimi hatırlamıyorum.. çok sıkıntısı çektim ve çok az karını gördüm bunun.. Önceleri hiç farkında değildim sonra, günün birinde Kayseri'de EVET'lerimin biriktiği bir gün arkadaşımla sohbet ederken farkına vardım bunun. Baya oldu, gerçi o günden bu güne değişen çokda fazla şey olmadı..
Hani bir hikayenin -sıradışı- en başından ele almazsanız konusunu, ya da baştan sona sürükleyici bir süreci içeren bir filmin sonunu bekleyene kadar izlemezseniz, anlayacağınız çokda fazla şey kalmaz ya size, işte buda biraz ona benziyor.. Kendimi yine böyle bir sonun kucağında bulduğum bu günlerde de farkına vardığım acı -değil- gerçekten aldığım izlenimlerimi kaydetmek için oturdum masa başına bukez..
Şimdi düşünüyorumda, acaba diyorum evet dediğim insanların yanıma olmayışının en büyük nedeni, esasında olması gereken doğru'nun gerektirdiği hayır cevabımı vermediğinden mi kaynaklanıyor bu durumum? Aslında öyle..
Birde işin garip tarafı bildiğim, hatta bilinen gerçeklerin bilindiği evet'lerimde gizlenen yanlarını görmezlikten gelip, sadece karşımdakinin istediğinin olmasına yardımcı olmamdan ibaretti her şey.. yoksa, kim olursa olsun yapılması zor bir durumu kolaylaştırmaktan ibaret saydığını biliyordu, o karşımdaki her kimse! Bense, sadece kendimi iyi niyetli, birazdan fazlaca da beni iyi tanısınlar kanısına sığınarak yaptım, her ne yapmışsam. Onları yani kim olduğunu bildiğim insanları kaybetmekten korktuğumdan mı böyle yaptım yoksa benimde onların evet'lerine bir gün gelirde ihtiyaç duyarım edasıyla mı yaptım, bilemiyorum..
Bazen bu ve buna benzer düşüncelerimin hepsi, biranda çözüme ulaşmak için birikiveriyor kafamda, sonrada aklım hepten karışıyor, toparlamam güç oluyor..
İyi ve Kötü olmak mı daha zor, yoksa doğru ile yanlış olmak mı diye soracak olsalar şimdi bana, iyi ve kötü olmak, doğruyla yanlış arasında kalmatan çok daha kötü derim.. Halbuki olması gereken yani benim istediğim ve bekediğim en önemli şey, karşımda ya da yanımda kim olursa olsun, beni ben olduğum için kabul edebilmeli. Hayır'larımla, evet'lerimle ben bir bütünüm, parçalanamam.. ya zaten hani dedim ya, bunların hepsinin böyle olması gerektiğinin farkında olmama rağmen halen neden bu kararsızlık, neden bu gelgitler..
Her şeyi biliyorum madem, bunuda biliyorum, korkuyorum -korkmuyorum- kaybetmekten ya da yalnız kalmatan korkardım önceleri, ama şimdi aklıma bile gelmiyor kaybedebileceklerim.. eğer kendimi önemli görebiliyorsam -ki öyle- inanıyorum ki neresi olursa olsun, isterse dünyanın öbür ucu olsun, orda da kaybedeceklerimden çok sahip olduklarımın farkında olmak bana HAYIR diyebilme hakkını tanıyor.. Çocuktum, saftım belki önceleri ama kendimin ve yeteneklerimin farkındayım.. bana uyuyorsa evet, uymuyorsa hayır diyebiliyorum artık -yazmaya başlamadan önce bile-
"kendime güveniyorum" derken bile bunu yazmak bana güven veriyor, inanıyorum kendime ve ben, benim HAYIR diyebilme ihitimalimi seviyorum..