Beklentilerimiz ve Biz İnsanlar
Serna Cafe
Sen Benim Hiçbir Şeyimsin
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin
Atilla İLHAN
Beş Dakika Mola
Uzun uzun anlatıp sadece yazarak çözüme ulaşmak istediğim bir çanta dolusu soru işareti var kafamda, hepsini yeniden başlatıp oturumunu kapamak istediğim yarı cevaplanmış yarı boş bırakılmış sorular var.. hepsinin neden ve sonucunu yazmak istiyorum, çünkü belki diyorum bu sayede hepsinden kurtulup yerine yenilerinin gelmesine olanak verebilirim.. ilk defa yapmıyorum bunu, daha öncede bir kaç deneyimim oldu, sildim sonra yerine yine aynını koydum yani kendimi yormaktan başka bir şey yapmadım ve yoruldum.. aynı hatayı yapmayacağımdan eminim artık, çünkü o kadar tanıdık gelmeye başlıyor ki olup bitenler "ben bunu biyerlerden hatırlıyorum" dediğimde sadece gülüyorum kendime ve ne acıdır bir insanın kendine gülmesi..
Unutmuyorsam hiçbir şeyi, her tarafım dünün bugünün izleriyle doluysa eğer paylaştığımdandır veyahutta kendimden bir şeyler verebildiğimdendir.. bugünlerde unutmak istediklerim sıkıyor canımı, yaşadım ama insanı pişmanlığına sürüklemek isteyen yaşantılarım oldu, her ne kadar yaşadıklarından bir şeyler öğrense de insan zor oluyor, çok zor.. bu defa kimsenin seni düşünmesine izin vermek istemiyorsun, kendini fazlasıyla düşünen bir sen bu kez daha güçlü.. anlatmaya başladığım vakit aklım dağılıyor, bir maymun iştahlılığı beni yazmak istediklerimin dalına budağına çalıyor ve ben bu yere bere içinde bir şeyleri anlatamıyorum, bildiğim bütün kelimeleri yerli yerine koymak vardı ama bir durgunluktur sarıyor her bir yanımı, susuyorum.. benim bile duymakta zorlandığım konuşmalarım oluyor, farklı tabirle "görürsünüz lan siz" dediğimi duyar gibiyim..
Her ne kadar aklımın sağ köşesine bir şeyleri sarıp sarmalayıp saklasam dahi kendime bir uyarıda benden olsun; sen sen ol yazmak için durgun olduğun zamanlarını bekleme, hiç çekilmiyorsun çünkü..